Günümüz dünyasında sosyal medya hesapları, insanların kimlik kartı yerine geçer bir nitelik kazanmaya başladı. Özel ve iş hayatları, hobileri, gezdikleri yerler, yedikleri yemekler, dinledikleri müzikler, izledikleri filmler, sevdikleri, sevmedikleri, kısaca yaşadıkları her şey sosyal medya mecralarında...
Yeni nesil bir ifade ve iletişim biçimi olan sosyal medya; markalar için de olmazsa olmaz iletişim araçlarının başında geliyor.
İnsanların gün boyunca ortalama 140 kere telefonuna baktığı ve bu sürenin birçoğunu sosyal medya hesaplarında geçirdiği gerçeğinden yola çıkarsak; yeni dünya düzeninde markaların online varlığının önemini daha iyi görebiliriz.
Yapılan çeşitli araştırmalar gösteriyor ki; markaların sosyal medyalarındaki etki gücü ile tüketicinin davranış biçimi doğru orantılı. Marka ne kadar görünür, ne kadar iyi tanıtılır ve potansiyel müşterilerine ne kadar “dokunursa” marka etkisi ve tüketim o kadar artıyor.
Tüketicilerin, her türlü ihtiyaçlarını internetten satın aldığı bu dönemde, iyi bir sosyal medya kullanıcısı olmak başarıya giden yol için önemli adımlardan biri. Bu noktada, uzman kişilerle ortak bir çalışma yürütmeniz markanıza artı bir değer katacaktır.
Markanızın karakteristik özelliklerine göre hangi mecralarda yer alıp, hangisinde yer almamanız gerektiğinden, hedef kitle analizinize kadar tüm süreci markanızı iyi tanıyan sosyal medya uzmanlarının yönetimine bırakmanız; marka bilinirliğinizi artırır, hedef kitlenizle güçlü ve uzun süreli ilişkiler kurar, markanızı en doğru şekilde tanıtmanızı sağlar.
Dijital çağı yakalamanın ve rakiplerle baş etmenin en temel kurallarından biri, her işi uzmanına bırakmaktır. Sizce de öyle değil mi?
